Tuesday, March 31, 2009

Angelina Jolie'ye de mi yaw...

Yaa duydunuz mu, Brad Pitt Angelina Jolie'yi aldatmış. Bakıcıya masaj yaparken basmış Angie ablam. Ulan güzel kardeşim, üst kısmı safi dudaktan oluşan baygın bakışlı Angelina aldatılır mı? Adama mal mısın demezler mi? Gel gör ki durum bu, bakıcının resmini bulamadım nasıl birşey merak ettim.

Haberi okuduğumun akşamı eve dönerken radyoda da aynı konu biraz farklı işleniyordu (Nihat'la Sivri). Önce "lan Angelina ya da yapılır mı bu" şeklinde mesajlar sonra " e şimdi Angelina boştadır şansımızı denesek mi" gibilerinden geyikler. Milletçek böyle konularda geyik yapmaktan haz duyduğumuz fikrindeyim. Henüz loto çekilmemiş olduğundan bir soru da "50 milyon YTL size çıksa ne yaparsınız?" idi. Kesin istatistik veremiycem ama en az %80'i sadece şu ikisiydi;

- Önce karıyı boşarım!
- Önce herifi boşarım!

Komiğiz vesselam!

Tuesday, March 17, 2009

Krizden etkilenmeyenler !

Arada bir "kal" geliyor bana, ne yazasım geliyor, ne gezesim, ne de birşeyler yapasım. Mevsim + iş kombinasyonu mudur enerjimi çalan yoksam gezegenlerin astrolojik faaliyetleri midir bilmiyorum. Böyle zamanlarda gaz verme oyunu oynuyorum kendi kendime, "olm çok enerjiksin, bugün şunları şunları bitireceksin, şurayı göreceksin, bunu yazacaksın, yap bak sana akşam rakı balık ziyafeti çekicem" falan. Bazen yiyor, bazen yemiyor. Bu yazıyı da yemesi için yazıyorum, kendime çaktırmadan.

Herkes krizle yatıp krizle kalkıyor bu ara, içimiz kararıyor hergün. İşsizlik zaten anormaldi iyice anormalleşti. "Ben nerde olsa ekmeğimi kazanırım, ben işimi bilirim" yüksek özgüvenine sahip bazı tanışlar bile yaklaşımlarını bir parça "kader" ile harmanlamak durumunda kaldı. İyi kötü bir işi olanlar da, mevcut durumun nereye kadar gideceğini bilememekten kaynaklanan bir korkuyla "acaba işsiz kalır mıyım" tedirginliğini yaşıyor.

Hiçbir krizde çok fazla etkilenmediği söylenen sektörler de var, tiryakiler sigaralarını içmeye devam ediyor, alkol tüketimi çok fazla etkilenmiyor hatta artıyor krizde, ilaç el mahkum alınıyor.

Bir de prezervatif satışları artıyormuş :) Gerekçe şöyle; insanlar para harcamamak için alışveriş merkezi gezme, dışarıda yemek yeme falan gibi aktiviteleri azaltıp evde vakit geçirmeye başlıyorlar. Ee şimdi hadi tv falan izledin 1-2 saat, onu bunu yaptın 2-3 saat, eee vakit geçmiyor. "Hadi hanım bir tur sevişelim"'e geliyor olay :)) Sıkıntıdan sevişiyoruz yani ! Walla ben sektörü pek tanımam, tanıdığını söyleyenlerin yalancısıyım.

Prezervatifçilerin reklamlarını ilginç ve komik bulanlardanım. Favorimse "OK". Babalar gününde "Rakiplerimizin ürünlerini kullanan babaların babalar gününü kutlarız" diye tam sayfa ilanları vardı geçen sene. Bir de, gördüğümde hep güldüğüm bir reklam panoları vardı yıllar önce; 1. panoda Beşiktaş formasıyla bir futbolcu rakibine yatarak müdahele ediyor , 2. panoda bir Galatasaraylı futbolcu gene yatarak müdahelede, 3. pano da aynı, futbolcu Fenerbahçeli, hep yatarak müdahele pozisyonları. Son panoda prezervatif resmi, altında "Her takıma uyar" yazısı. İşe gidip gelirkenki gülümseme sebebimdi, sonra kaldırdılar.

Şimdi haber ilginç, mevzu da renkli olunca google'a bir sorayım dedim, arama çubuğuna "prezervatif" yazar yazmaz bir "suggestion list" çıktı, bir tanesi "prezervatif nasıl takılır" şeklinde ! Biliyorsunuzdur belki, bu google'ın öneri listesi kişilerin aramalarına göre belirleniyor. Yani epeyce sayıda bir insan google'a böyle bir soru sormuş olmalı ki listede çıkıyor. Bu soruyu soran arkadaşların bilincine inmeye çalışarak bir düşündüm "acaba bunun bilinemeyecek nesi olabilir" diye. Lakin konu göründüğünden karmaşıkmış! Yazının burasında müstehzi bir ifade oluştuysa yüzünüzde sizi ciddiyete davet ediyorum. Efendim şöyle ki, şimdi yeryüzünde binbir çeşit adam var. Sizin yüzünüze sahip başka biri var mı, yok, bu da öyle işte, binbir çeşit çük var. Şimdi yazının kalitesini düşürmemek için fazlaca sınıflandırma yapmaya gerek yok, ama durum hakikaten ciddi.

Üretiminin ekonomik olabilmesinin gereklerinden biri de standartlaştırmadır. Ürettiklerinizi, proseslerinizi vs ne kadar standarda oturtursanız, ölçek büyüdüğünden, maliyetleriniz düşer. Ehh prezervatifte üretilen birşey olduğuna göre aynı konu burada da geçerli, "standart prezervatif", üretimin ekonomik olması için gerekli, lakin çükler standart değil. Demografik çalışmalar bütün ırkların kendi içlerinde 3 aşağı 5 yukarı aynı ölçülerde olduğunu, fakat ırklar arasında ciddi farklar olduğunu söylüyor. Siyah ırk özellikle sarı ırka fark atıyor, biz Türkler ortada bir yerlerdeyiz. Üretimin ekonomikliği standart prezervatifi zorunlu kılarken pazarlamanın gerekliliği de "çeşit" sunma yönünde. Fakat bu çeşit sunma ürünün boyutlarından ziyade görünümü ve işlevi üzerine. En yaygını farklı renklerde prezervatifler, sarı, kırmızı, yeşil vs. En çok tercih edileni kırmızıymış mesela. Bir de fonksiyon olarak farklılaştırma! var, tırtıklısı var, süper incesi var, sperm öldüreni, geciktireni.

Fakat en temel sorun hala devam ediyor, boyutlar tutmuyor kardeşim! Buna bir de takarkenki sıkıntıyı eklerseniz, ters mi taktım!, geçti, oldu, olmadı, insan sevişmekten soğuyabilir bu yüzden. Yani soruyu soran arkadaşların endişeleri hakikaten gerçekmiş, gülmemek lazımmış.